30 Kasım 2012 Cuma

Başlangıç ; pembe gözlükler ve şemsiye teorisi

Başlangıç önemlidir !

Eğer aradığın şey macera veya geçici heves değilse, önce pembe gözlüklerini bir çıkar..
Ayrıca şemsiye teorisi deyince de aklına ilk gelen şemsiyelerden değil bu :)

Başlangıçların hepsinde düştüğümüz hata genellikle aynı maalesef; "herşey güzel görünüyor"..
Ama olmaya da bilir, bu ihtimali hep atlıyoruz, hep olumlu görmek istiyoruz. Kendimizi herşeyi toz pembe görerek kandırıyoruz !

Biraz açalım,
Yağmurlu bir günde elinde taşıdığın şemsiyeyi mutlaka bir yerde unuttuğun olmuştur. Şanslıysan tanımadığın biri farkedip "şemsiyenizi unuttunuz !" demiş olabilir.
Şunu düşün ;
1.Hiç tanımadığın insanlar iyi insanlar olabilir, ama aslında iyi olmayabilirler de..
2.Sana iyilik yaptıkları iyi niyet taşıdıkları anlamına gelmez, kötü niyet de taşıdıklarını söyleyemeyebilirsin..
3.Ama yine seni hiç tanımamalarına rağmen şemsiyeni geri getirerek sana iyi davranmış sayılırlar.

Bundan çıkaracağın sonucu merak ediyorsun şuan, ben söyleyeyim;

"Doğru başlangıçlar yapmak istiyorsan, kimseye güvenmeyeceksin"

"Nasıl yani ?" dediğini duyar gibiyim.
Şöyle ki ; tanımak ve yakınlaşmak istediğin kişi sana iyi davranıyorsa -ki seni hiç tanımayan insanların da sana iyi davranabileceğini biliyorsun artık- bu senden hoşlandığı anlamına gelmeyebilir.

Her insan içerisinde "asgari" miktarda iyilik barındırır, bunun senin algını yanıltmasına izin verme ! Kimseye kolay güvenme :) 

Her şemsiyeni geri getiren adama "hayatımın adamı" diyemeyeceğin gibi, her yüzüne gülen adama da "hayatımın adamı" diyemezsin.

Bu nedenle başlangıçlarda kimseye iyi yaklaşımından ötürü fazla kredi tanıma, bırak kendi kredisini kendi kazansın, eğer vakti ve isteği varsa tabi !

Şemsiyeni de bir yerde unutmamaya çalış :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder